24 Nisan 2011 Pazar

içimdeki istanbul fotoğrafları

hepsi evli, bekar gibi yaşamak isteyen ama bir türlü yaşayamayan arkadaşlarıyla birlikte yemekten büyük haz duyan , takımı kimi kez bir araya getirebilen, kimi kez de getiremeyen, tek başına kaldığı saatlerde de sık sık anlaşılmamış bir şair olduğunu hatırlayan, yayımlanmayacağını bile bile, kurşun kalemiyle, kabını çok sevdiği için atmaya bir türlü kıyamadığı eski bir banka ajandasına toplumcu şiirler yazmaya devam ederek kendisine yeniden inanma gücü bulan, bir trafik kazasında kaybettiği annesiyle babasından kalan mal mülkle yıllarca, ama çok mütevazı koşullarda ayakta kalabilmiş, hazıra elbette dayanamayacağını bildiği parasının hepten tükendiği günlerde de nasıl intihar edeceğinin planlarını yapan Metin mi?




parasının neredeyse tamamını laleli’deki gece kulüplerinde, Ukrayna’lı ve Rumen orospulara kaptırarak iflas ettiği, dahası karşılıksız çek vermekten altı ay cezaevinde yattığı halde, elinde kalanlarla borsada oynayıp, gazetelerin ekonomi haberlerini satır satır okuyarak, büyük iş adamı olma hayallerini tazeleyen, özgüvenini, bir bankada çok çalışıp kendisine iyi bir hayat vermeye çalışan karısını devamlı küçümseyerek tesis etmekten başka türlüsünü yapamayan, biri Londra’da dönercilik, biri Kütahya’da ayakkabıcılık, biri de Marmaris’te mavi tur işletmeciliği yapan oğulları tarafından neredeyse hiç aranmayan, yetimhanede büyümenin izlerini üzerinden hiç atamayan Ümran Karlı mı?

2 yorum: